Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği söyleşide, Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi konuşuldu. Antalya’nın planlı kalkınma modeliyle turizm başkenti haline gelmesinin her yönüyle değerlendirildiği söyleşide Eski Turizm ve Tanıtma Bakanı Alev Coşkun, eski Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, eski Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç konuşmacı olarak yer aldı. Belediye Başkanı Uysal da söyleşinin moderatörlüğünü yaptı.
ORTAK DERDİMİZ TURİZM
Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşinin açılışında Başkan Uysal, Türkiye’nin kitle turizminde dünyanın sayılı destinasyonları arasında yer aldığını söyledi. Buna rağmen Türkiye’nin turizm çeşitliliğinin sahip olduğu potansiyel karşısında çok az olduğunun altını çizen Başkan Uysal, “Bunu dert ediyoruz. Bu içimizde büyük bir uhde. Bu büyük bir sıkıntı” dedi.
KİTLE TURİZMİYLE SINIRLIYIZ
Başkan Uysal, çeşitliliğinin sağlamamasında Türkiye’ye yönelik güvenlik kaygılarının kırılamaması, kültürel akreditasyon çerçevesinde insanlara yeterince güvenli yol, sokak, güvenli antik kent ortamı taahhüt edilememesinin etkili olduğunu söyledi. Antalya’nın tarihi kent merkezi Kaleiçi’nin tanıtımı amacıyla bulunduğu uluslararası fuarlarda bu duruma çok yakından tanık olduğunu aktaran Başkan Uysal, şöyle konuştu: “Türkiye'miz taşıyla, toprağıyla, antik kentleriyle, barışçıl ortamı, demokratik, adil, güvenli imajıyla, uluslararası kültür akreditasyonunu tamamlamış bir ülke olarak doğusuna, batısına turist alacaktır. Bundan umutluyuz, bunu başarmalıyız. Ama maalesef şu anda biz, 1970’li yıllarda devlet tarafından planlanmış bir proje olarak ortaya çıkmış Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’nin tetiklediği Ege ve Akdeniz kıyılarına yayılmasına vesile olan kitle turizmiyle sınırlıyız. Ki bu çok büyük katma değer üretiyor. Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi, deyim yerindeyse, uzak ara Türkiye'mize ekmek yediren temel proje olarak varlığını sürdürüyor.”
CHP KADROLARININ ESERİ
Başkan Uysal’ın açılış konuşmasının ardından söyleşiye online bağlanan eski DPT Müsteşarı Prof. Dr. Kuruç, Türkiye için turizm planlamasının İsmet İnönü başbakanlığındaki hükümetçe hazırlanan 1963 – 1967 yılları Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla başladığını söyledi. Prof. Dr. Kuruç, şunları söyledi: “Kısacası o günden hatta 1970’lerin sonundan bugüne bakınca o zaman ne kadar doğru bir proje aklıyla bu işe girişilmiş ve ne kadar yaratıcı düşünülmüş bunu görebiliyoruz. Ama bu, Türkiye’yi ileriye, ufka doğru açmak için düşünen yaratıcı düşüncenin sahibi olan CHP kadrolarının eseriydi. Bunu bir partiye mal etmeyelim ama CHP’nin o günkü kadrolarının yaratıcı, verimli ve uygar düşüncelerinin 40 yıl sonra hakkını vermek lazım.”
GAP’LA BERABER EN BÜYÜK PROJE
Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’nin turizmle birlikte tarım, ulaştırma, hizmetler projesi bütünü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kuruç “İş ve gelir yaratıyor. İşte ekonomi bu. Finansman sağlıyor. Bankalar kredi yetiştirmek için peşinden koşuyorlar turizmin. Bundan daha mükemmel, kendi kendini besleyen bir proje düşünülebilir mi? Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi, Türkiye'nin GAP'la birlikte iki büyük projesinden biriydi” diye konuştu.
SORUMLULUK ALDI
Eski Antalya Belediye Başkanı Selahattin Tonguç ise, 1973’te dönemin Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit’le birlikte Başbakan Bülent Ecevit’le Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi hakkında görüştüklerini belirterek, kendisinin projenin sorumluluğunu alarak Ecevit hükümetinin plan çalışmalarına devam kararı aldığını söyledi.
BÜYÜK MUCİZE
Eski Turizm ve Tanıtma Bakanı Coşkun ise Türkiye’ye gelen turist sayısının 1970’te 1 milyonun altındayken bugün 25 – 30 milyon turisti ağırlayan noktaya geldiğini söyledi. Ülkeye gelen turistin yüzde 53’ünün de Antalya’da konakladığını dile getiren Coşkun, “Bu büyük bir olay. Bu büyük bir mucize. Ama bu bir sihirbazın eline değneği alıp dokunup mucize yaratması gibi değil. Bu adım adım yapılan çalışmalarla gerçekleşmiştir. Herkesin bu çalışmada rolü var” diye konuştu.
Birinci Bülent Ecevit hükümetinde Turizm ve Tanıtma Bakanı Orhan Birgit’in Turizm Bankası’nda Güney Antalya proje bölümünü kurmasıyla sürecin başladığını anlatan Coşkun, “İşte o birinci adımdır. En büyük adımdır” dedi. Hükümetin 7 ay görevde kaldığını ama proje çalışmalarının sürdürdüğünü aktaran Coşkun, süreci “1976’da çalışma bitti. Sekiz cilt. Güney Antalya Projesi. Adım adım neler yapılacak, nasıl yapılacak. Kocaman büyük bir proje” sözleriyle anlattı.
KENDİMİ İSMET PAŞA GİBİ HİSSETTİM
Projenin kağıt üzerinde tamamlanmasının ardından 9 Temmuz 1976’da Dünya Bankası’yla kredi anlaşmasının imzalandığını aktaran Coşkun, anlaşmayı hükümet adına imzalayan Seyhun Örs’un o anı “Anlaşmayı imzalarken elim diyor o kadar titriyordu ki kendimi diyor sanki İsmet Paşa'nın Lozan'daki durumu gibi gördüm” sözleriyle anlattığını aktardı. Coşkun, kredi anlaşmasına rağmen projenin 2 yıl uygulamaya geçemediğini söyledi.
TURİZM BAŞKENTİ DOĞUYOR
Ancak 1978’de Dünya Bankası Başkanı Robert Macnamara’nın nisan ayında gerçekleştirdiği Türkiye gezisinin Antalya ayağına eşlik ettiklerini anlatan Coşkun, gezinin ardından projenin uygulanmaya başladığını belirtti. Coşkun, “Proje böylece devam etti. Parselleri turizmcilere dağıtmak, Allah rahmet eylesin Turgut Özal'a düştü. Şimdi tabii onun da hissesi var. Bizden öncekilerin de hissesi var ama bu işi yapan CHP’dir. 70 bin nüfuslu bir Antalya'dan bir turizm başkenti doğuyor. İstihdam doğuyor” şeklinde konuştu.
PLANLAMA VURGUSU
Başkan Uysal, konuşmaların ardından yaptığı değerlendirmede, bir ülkenin her sektörde kalkınma şansına sahip olmadığını söyledi. Şanslı sektörlerin bulunup planlanması, markalaştırılması ve uzun vadede büyüyen, gelişen, nitelikli bir hale getirilmesi gerektiğini belirten Başkan Uysal, “Bu da planlı, sistematik, altyapılı, gerekçeleri ve kaynakları oluşturulmuş kamu kamunun bir kenarından tuttuğu projelerle mümkün” dedi.
SAĞLIK TURİZMİNİN GELECEĞİ
Türkiye ve Antalya açısından sağlık turizminin bugün böyle bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Başkan Uysal, şöyle konuştu: “Sağlık turizminde büyük bir rekabet gücümüz var. Dünya standardında doktorlarımız var. Antalya'mıza da bölgenin her tarafından uçuş var. Protez gibi özellikle emek ağırlıklı işlerde çok büyük fiyat rekabetimiz var. Fiyat gücümüz var. Ama neye ihtiyacımız var? Acil kamusal planlamaya ihtiyacımız var. Acil kamusal kalite güvencesine, denetime ihtiyacımız var. Acil özel fiziki düzenlemelere ve sertifikasyona ihtiyacımız var. Bir kalite standardı, devlet planlamasından muhakkak geçer. Devletin konuyu kısa, orta ve uzun vadeli planlamasından geçer. Maalesef bugün Devlet Planlama Teşkilatımız yok. Ama yine de mevcut kurumlarımız planlayabilir.”
GENÇLERİMİZ YURDIŞINA GİTMEK ZORUNDA KALMAYACAK
Türkiye'mizin imkanları, kaynakları bütün olarak değerlendirildiğinde avantajlı olduğu bir çok sektörün bulunabileceğini aktaran Başkan Uysal, “Ülkemizin gelişim sağlayabileceği, çocuklarımızın ekmek yiyebileceği, eğitimli gençlerimizin yurt dışına gitmesini önleyecek, insanlarımızın geleceğe umutla bakmasını sağlayacak en az elli sektörde bu planlamalar yapılabilir. Geçmişte yapmışız. Büyük bir inovasyon, buluş ve planlama seferberliği içinde yaşayabiliriz. Ve Türkiye’mizin geleceğini kucaklayabiliriz” diye konuştu.
Söyleşinin ardından Başkan Uysal, katılımcılara üzerinde Antalya’nın tarihi noktalarında Üç Kapılar’ın işli olduğu plaket takdim etti.