GÜNDEM

Yoksulluk, sömürü artık yeter!

İş bırakma eylemi yapan Eğitim-İş Sendikası’na üye eğitim çalışanları, Antalya’da Attalos Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, yoksullukla ve sömürüyle mücadelelerini haklarını alana kadar sürdüreceklerini ifade etti.

Eğitim-İş Sendikası, Türkiye genelinde bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. Antalya’da Attalos Meydanı’nda bir araya gelen sendika üyeleri “İnsanca bir yaşam için maaşımıza yüzde 100 zam istiyoruz” konulu basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Eğitim-İş üyelerinin yanı sıra Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek ve CHP Antalya İl Başkanı Nuri Cengiz de katıldı. Eğitim-İş Antalya Başkanı Sadık Acar, eğitim çalışanlarının ekonomik eziyetten paylarını aldığını ve bir günlük iş bırakma eylemiyle seslerini herkese duyuracaklarını söyledi.

EMEĞİMİZ UCUZLUYOR

Her geçen gün yoksullaştıklarını söyleyen Sadık Acar, “AK Parti iktidarı ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı arttıran politikalar yürütmeye devam ediyor. Ağustos 2021’de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşmeyle, kamu emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkum edilmiştir. Hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedeli milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmüş ve çarşıda, pazarda kendini göstermiştir. 2022 bütçesinden memura, dar gelirliye, esnafa, çiftçiye, emeklilere ve işçiye vergi, zam, açlık ve yoksulluk çıkmıştır. Bu karanlık ekonomik tablo karşısında yıllardır meydanlarda çağrıda bulunuyoruz. ‘Zam, kriz yoksulluk; tükeniyoruz’ diyerek, peşpeşe yapılan zamları, yaşadığımız ekonomik kriz ve derin yoksulluğu haykırıp; siyasi iktidarı önlemler almaya çağırıyoruz. Ancak tüm bu çağrılarımıza ve taleplerimize yanıt verilmediği gibi her gün biraz daha yoksullaşıyoruz, emeğimiz ucuzluyor” dedi.

ZAM ŞİMDİDEN ERİDİ

Asgari ücrete yapılan zammın şimdiden eridiğine dikkat çeken Acar, “İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkansız hale gelmişken, AK Parti iktidarı, sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır. Devletin fabrikalarını yıllar içinde bir bir elden çıkaran, tarımı emperyalistlerin ambargolarıyla baş başa bırakan, sanayiyi teşvikten yandaşı kalkındırmayı anlayan iktidar, 20 yıl içerisinde üretmeden tüketen, birçok mal ve hizmeti dışarıdan almak zorunda olan bir ülke yaratmıştır. Ülkedeki işsizlik oranı tavan yapmış, işsiz sayısı 7 milyon 870 bin kişiye ulaşmıştır. İktidarın asgari ücrete yaptığı zam da boşa çıkmıştır. Marketlerdeki fiyatlar ve yeni vergi zamlarıyla birlikte, asgari ücretin zamlı hali bile geçen sene aynı anda sahip olduğu alım gücünden çok aşağıda kalmış, zam şimdiden ermiştir. Bu erimeyi çeyrek altınla dolarla anlama safhasını çoktan geçtik; geçen yıl maaşıyla 7000 yumurta alabilen asgari ücretli şimdi ancak 3700 yumurta alabilmektedir” diye konuştu.

ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANACAĞIZ

Eğitim çalışanlarının da ekonomik krizden payını aldığını söyleyen Acar, Zengini daha zengin, emekçileri ise daha yoksul hale getiren bu eziyetten, eğitim emekçileri de payını en ağır biçimde almıştır. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar yıl bitmeden erimiş, enflasyon ve artan vergi dilimiyle kamu emekçisinin alım gücü yerle bir edilmiştir. Eğitim emekçileri, daha ayın başında ayın sonunu kara kara düşünür hale gelmiştir. Fedakarca çalışan biz eğitim emekçilerinin payına ne düşüyor; tiyatrodan ibaret olan toplu sözleşme görüşmelerinden gelen trajikomik ücret zamları ve peşi sıra gelen sefalet. Kadrolu, sözleşmeli, ücretli adı altında kategorize edilerek ayrıştırılarak sömürülme. İş güvencemizi ortadan kaldıracak, öğretmenler odasını bir kez daha bölecek olduğu halde; bize müjde gibi sunulmaya çalışılan öğretmenlik meslek kanunu. Bu böyle gitmez, gidemez. Bugün bizim halimizi görmezden gelenlere, isyanımıza kulağını tıkayanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız. Bir günlük iş bırakma eylemiyle sesimizi herkese duyuracağız. Bugün derse girmeyecğiz ve meslek büyüğümüz Fakir Baykurt’un dediği gibi; ders vereceğiz. Bugün dünyada Başöğretmen ünvanını taşıyan bir liderin kurduğu tek ülke olan Cumhuriyetimizde, öğretmenlere ve öğretmenliğe pranga vurulamayacağını göstereceğiz” ifadelerini kullandı.

HAKLARIMIZI SÖKE SÖKE ALACAĞIZ

Mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Acar, şöyle konuştu: “İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam istiyoruz. Sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak istiyoruz. Tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenli çalışma ve insanca yaşama şartları istiyoruz. Eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini istiyoruz. Üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali özerklik istiyoruz. Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istiyoruz. Ve şüpheniz olmasın ki alacağız. Bu yoksulluk, sömürü artık yeter. Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz. Nazım’ın dediği gibi; ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız. Mücadelemizi; tüm haklarımızı elde edene kadar, eğitim emekçilerine insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayana kadar sürdüreceğiz, haklarımızı söke söke alacağız”.

EMEKÇİLER ARTIK ALANLARDA

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık ise, Hani birileri diyordu ya; 'Beraber ıslandık biz bu yağmurda' diye. Birileri şimdi saraylarda, yağmur altında ıslanan emekçiler alanlarda. Hesap sormaya devam edeceğiz. AK Parti'ye, kamu çalışanlarına yaptıklarının hesabını soracağız. Emekçiler artık alana çıkmıştır. Hak ettiğimiz ücretleri alıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Bu alan AK Parti'ye dar olacak. Ne zaman AK Parti emekçilerden yana tavır koyar ki; koyamayacak. O zaman AK Parti gidinceye, AK Parti'nin saltanatına son verinceye kadar alanlarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Mücadele edenler her zaman kazanamaz; ama kazananlar hep mücadele edenler olmuştur" dedi.