GÜNDEM

Devlet öldürmez!

Klinisyen veteriner hekim Burcu Soydal, barınağa alınan ve 30 günde sahiplenilmeyen sokak hayvanlarının uyutulmasına yönelik kanun teklifine tepki gösterdi. Soydal, “Kısırlaştırma, uygun takip ve sistemli organize edilmiş hayvan bakım alanları ile sokak hayvanlarının katliamının önüne geçilebilir” dedi.

AK Parti Hükümeti’nin sokak hayvanlarına yönelik kanun teklifi hazırlıklarına büyük tepki var. Barınağa alınan ve 30 günde sahiplenilmeyen sokak hayvanlarının uyutulmasına yönelik kanun teklifi hayvan severleri kızdırırken, konunun uzmanları katliama gerek olmadığını, uygun takip ve sistemli organize edilmiş hayvan bakım alanları ile sorunun çözülebileceği önerisinde bulundu.

İNSANCIL ÇÖZÜMLERE ODAKLANILMALI

Klinisyen veteriner hekim Burcu Soydal, kanun teklifi hazırlıklarına tepki gösterdi ve toplu itlaf uygulamasını hiçbir canlı türünün hak etmediğini söyledi. Daha insancıl çözümlere odaklanılması gerektiğinin altını çizen Soydal, “Nasıl ağaçlar yakılarak ormanlar yok edilmemeli ise aynı doğanın parçası olan hayvanlarda toplu ölümlere mahkum edilmemelidir. Ne biz insanlar, ne hayvanlar, ne de bitkiler hangi coğrafyada var olacağımızı seçemeyiz. Sadece birbirimizin kaderini ne yönde etkileyeceğimiz önemlidir. Ekosistemiz her bir canlı ile dengede. Daha insancıl çözümlere odaklanılmalıdır. Örneğin biz klinisyen veteriner hekimlerin desteği alınabilir ve işinde uzman profesyonellerle birlikte projeler geliştirilerek barınak şartları düzenlenebilir” dedi.

KATLİAMA GEREK YOK

Soydal, kısırlaştırma, uygun takip ve sistemli organize edilmiş hayvan bakım alanları ile sokak hayvanlarının katliamının önüne geçilebileceğini iddia ederek, “Türkiye’de toplam 40 civarı veteriner fakültesi açıldı. Yeteri kadar da veteriner hekim var. Bu fütursuzca artan fakülte sayısının mesleğe birçok dezavantajı oldu. Şimdi en azından bu oluşan veteriner hekim nüfusundan yararlanılabilir. Ben şahsen mahallemin köpeklerinin ihtiyacı olduğunda onlara yardım etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Kliniğimin olduğu sokakta yıllardır yaşamını sürdüren köpekler var. Artık buranın bir sakini olmuş durumdalar. Burada yaşayan insanlar ile de iletişimleri iyi. Her insan gibi her köpeğin de kendine has bir karakteri var, kimi uysal kimi daha hırçın. Medyada gördüğümüz sahneler toplumda korku yaratsa da öldürülecek olan köpeklerin çoğu saldırgan değil. Avrupa ve Amerika’daki barınaklarda bu uygulama yapılıyor olabilir ancak biz duygularımız ile var olan bir milletiz. Bu kadar canın başka bir çözüm ihtimali varken öldürülmesi bana iyi gelmez, bize iyi gelmez” diye konuştu.