Gücümüz Anadolu Platformu Başkanı (GAP) Mustafa Duran, ekonomik tablonun getirdiği yıkıcı etkilerin bir beka sorunu haline geldiğini belirtti. Bununla birlikte Türk toplumunun hazıra alışmış bir toplum haline getirildiğini söyleyen Duran, tek çözümün üretimin önündeki engelleri kaldırmak ve halkı üretime teşvik etmek olduğunu ifade etti.

TEMEL İHTİYAÇLAR KARŞILANAMIYOR

Son dönemde hayat pahalılığının ciddi şekilde arttığını belirten Mustafa Duran, “Son zamanlarda ülkemizde yaşanan büyük ekonomik buhran, alım gücündeki büyük düşüşler, Türk lirasındaki tarihi değer kaybı, emeklilerimiz ile alt gelir gruplarının acınası hali ve bu tablonun toplumumuzdaki yıkıcı etkileri artık Türk Devleti için büyük bir beka sorunu haline gelmiştir. Enflasyon ve hayat pahalılığı öylesine bir artış göstermiştir ki; halkımız için çok basit olan temel ihtiyaçlar dahi karşılanamaz bir hal almıştır. Buna mukabil, hiçbir ciddi tedbir alınmamaktadır. Sadece bu yılın başından itibaren iğneden ipliğe her şeyi etkileyen dolar yüzde 44, Euro yüzde 58, benzin yüzde 109, mazot yüzde 81, ilaç yüzde 80 oranında zamlanmıştır. Temel gıda maddelerinden olan ekmek yüzde 60, et  yüzde 268, çiğ süt yüzde 50, yumurta yüzde 110, şeker yüzde 30, un yüzde 70 ve yağ fiyatları da yüzde 50 oranında artış göstermiştir. Simit bile yüzde 150 zam almış ve aynı sarı altın gibi yarım ve çeyrek olarak satılmaya başlanmıştır” dedi.

AFRİKA STANDARTLARINA GERİLETİLMİŞTİR

Vatandaşın alım gücünün düştüğüne dikkat çeken Duran, “Hal böyleyken; söylemde yüzde 25 olan emekli maaşı artışları eylemde yüzde sıfır olmuş ve emeklilerimiz, alım gücü yönünden Afrika standartlarına geriletilmiştir. Dul ve yetimlerin hali ise gerçekten içler acısıdır. Bugün ülkemizde çalışanların  yüzde 70’e yakını asgari ücret almakta, fakat asgari ücret de açlık sınırının altında kalmaktadır. Türkiye, dünyanın en yüksek enflasyona sahip 10’uncu, Avrupa’nın ise 1’inci ülkesi olmuştur. Çok daha vahimi, ülkemiz gıda enflasyonunda dünya 5’incisidir. Ne yazık ki ülkemiz;  Bahreyn, Brunei, Cibuti, Tanzanya, Uganda, Somali ve Kenya gibi üçüncü dünya ülkelerinin bile gerisine düşürülmüştür. Buna mukabil, sayıları dört Avrupa ülkesinin nüfusundan çok daha fazla olan Suriyeli ve Afganlı mültecilere ev sahipliği yapılmaya ve bunlara milletin parasından milyonlarca dolar aktarılmaya devam edilmektedir. Vatandaşa sürekli olarak kemer sıkma, porsiyonları küçültme ve sabır tavsiyesinde bulunan hükümet; asla itibardan tasarrufa gitmemekte, bin küsur odalı saraylara, filo filo saltanat uçaklarına katar katar lüks otomobillere oluk oluk para akıtmaktan geri durmamaktadır” ifadelerini kullandı.

TÜRK’Ü TOPRAĞIYLA YENİDEN BULUŞTURMALIYIZ

Türk Milleti’nin yeniden “üreten toplum” özelliği kazanması gerektiğini ifade eden Duran, “Bugün için en büyük problem; üreten bir toplum olma özelliğimizi kaybetmiş olmamızdır. Bu nedenle tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak. Hazıra alıştırılmış, tembelliği kanıksamış, özgüvenini yitirmiş ve her şeyi başkasından bekleyen bir toplum hastalıklı bir toplumdur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti daha bilinçli ve daha çalışkan yapmaktır. Çözüm, üretimdir. Her konuda, nitelikli üretimi gerçekleştirebilmektir. Çözüm, köylerimizi yeniden ihya etmek, tarımsal ve hayvansal üretimi yapacak olan köylüyü tekrar efendi yapmaktır. Çözüm, köy okullarını, köy ve kasaba ziraat teknisyenliklerini tekrar açmaktır. Halk eğitim kurslarıyla; köylülerimize modern tarım, ziraat, arıcılık, seracılık ve hayvancılık tekniklerini öğretmektir. Çözüm, tarım, hayvancılık ve sanayi üretimi yapacak genç müteşebbislere, maddi ve manevi destekler vererek arka çakmaktır. Sanayi üretiminin önündeki engelleri kaldırmak, hammadde ve enerji girdilerini ucuzlatmaktır. Çözüm, mültecileri ülkelerine geri göndermek ve bunlara harcanan mali kaynağı milli üretim için kullanmaktır. Çözüm, her alanda israfı önlemektir. Çözüm, yeni fabrikalar açmaktır. Çözüm, topraksız bırakılan Türk'ü toprağıyla yeniden buluşturmak ve o toprağı ekip biçerek vatana yeniden kök salmasını sağlamaktır” şeklinde konuştu.

"Her şeye inat Cumhuriyetimizi kutlayacağız" "Her şeye inat Cumhuriyetimizi kutlayacağız"

KALE GİBİ DURACAĞIZ

Hükümete ve siyasi partilere çağrıda bulunan Mustafa Duran, şu ifadeleri kullandı: “Ne yazık ki, içine düşürüldüğümüz bu vahim durum Türk Milleti için bir ölüm kalım meselesidir. Başta Hükümet olmak üzere, bütün siyasi partilere ve bütün sivil toplum örgütlerine sesleniyoruz. Büyük Türk Milleti’nden almış olduğumuz güçle, bundan böyle Türk milletine zarar veren bütün icraatların karşısında aynı bir kale gibi duracağımızı ve fayda verecek her icraatı da sonuna kadar destekleyeceğimizi haykırıyoruz. Bunu emekle ve terimizle, eğer icap ederse kan ve can pahasına yapacağımızı ilan ediyoruz”.