Son günlerde art arda yaşanan depremlerin ardından konuyla ilgili açıklama yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, özellikle Antalya’nın batısında deprem riskinin daha yüksek olduğunu söyledi. Çeltik, Antalya’daki kurumların depremle ilgili çalışmalarının yetersiz olduğunu belirterek, bu alanda daha hassas çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.

DEPREME HAZIRLIKLI OLMALIYIZ

Depreme hazırlıklı olunması gerektiğini söyleyen Bayram Ali Çeltik, “Yıllar içerisinde her geçen gün belirlenen diri fay haritası yenileniyor. Çünkü bilimsel çalışmalarla bu faylar ortaya konuluyor, var olan faylar tespit edilip sayısı artıyor. Karadaki fay sayısı her geçen gün artıyor. Buna rağmen karadaki birçok fay hakkında çok bilgi sahibi değiliz. Karada hangi faylar var, hangi büyüklükte; çoğu tartışmalı. Denizdeki fayları hiç bilmiyoruz diyebiliriz. Orada bir fay zonu var bunu biliyoruz; ama daha geniş bilgiye sahip değiliz. Ben fayları, ağaç dallarına benzetiyorum. Faylar da ağaç gibi; tek parça halinde değil. Ağacı ince dalları olduğu gibi fayların da kalın, orta ve ince dalları var. Kalın dallar deprem ürettiği gibi orta büyüklükteki ve ince faylar da üretebiliyor. Körfezde büyük bir fay hattı var; ama biz ince fayların ne zaman, nasıl davranacağı konusunda yeterince bilgi sahibi değiliz. Tarihteki depremlere baktığımız zaman, bu körfez geçmişte çok büyük depremler üretmiş ve Türkiye’yi etkileyen en büyük deprem bu körfezde olmuş. Bugün beklenen büyük İstanbul depreminden çok daha büyük deprem olmuş bu körfezde. Fakat biz bu depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. Burada bizim artımız şu; biz yine biliyoruz ki, bu körfezdeki fay şehir merkezine biraz daha uzakta ve derinde. Böyle olunca şu anda bizi etkilemiyormuş gibi oluyor; ama onlarca küçük ve tarihi faylar olabilir. Nasıl davranacağını bilmiyoruz. Ne zaman geleceği belli olmayan bir deprem var ve buna biz hazırlıklı olmalıyız” dedi.

ZEMİN ETÜDÜNE ÖZEN GÖSTERİLMELİ

Zemin etüdünün önemine vurgu yapan Çeltik, “Geçen sene İzmir’deki depremde deniz çevresinde deprem oluyor, yaklaşık 50 kilometre ilerdeki binalarda bir şey yokken 180 kilometre ileride Bayraklı’daki binalar yıkılıyor. Bunun sebebi zemin etkisi. Antalya bir kıyı kenti, o nedenle yeraltı su seviyesi yüksek ve alüvyol dediğimiz malzeme var. Bu da gelen deprem etkisini büyütüyor. Bunu da göz önünde bulundurduğumuzda bizim depremi çok ciddi anlamda önemsememiz gerekiyor. Antalya’nın batısı çok daha riskli diyebiliriz. Zemin etüdüne çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bizim çalışmalarımız var. 19 ilçenin yaklaşık olarak 14 tanesi işbirliği yapıyor ve her geçen gün zemin etüdüne dikkat ediyor. Sonuçta bina bir zemin üzerine kuruluyor. Eğer siz zemini iyi tespit edemezseniz, bu durum binanın sağlıksız olmasına sebep oluyor. Birçok belediye buna dikkat ederken Kaş, Elmalı, İbradı, Akseki, Gündoğmuş ve Serik Belediyeleri bu konuda yetersiz. Bölgeler imara açıılırken ve yeni binalar yapılırken, planlarda bu hususlar göz önünde bulundurulmalı. İmar planları zemin etüdüne göre yapılmalı. Belediyeler kontrollerine dikkat edecek, yapı denetim firmaları bu konuya daha fazla özen gösterecek” diye konuştu.

ANTALYA SINIFTA KALDI

Antalya’da depremle ilgili çalışmaların yetersizz olduğunu ifade eden Çeltik, şöyle konuştu: “Antalya’da depremle ilgili çalışmalar yetersiz. Konuyla alakalı kurumlar var; ama bu kurumlar ne yazık ki çok yetersiz. Bilimsel çalışma yok. Üniversite bu konuda ne yapıyor? Büyükşehir Belediyesi bu konuyla alakalı ne yapıyor? Büyükşehir Belediyesi’nin imar planlarına zemin etüdü anlamında doğrudan müdahale etmesi gerekirken acaba bu konuda yeterli mi? Bu kent, bu konuda aşırı geride. Bunu anlatmak için kelimeler eksik kalır. Zemine bakıyorlar, ‘Buraya bina yapılır’ deyip geçiyorlar. Altı nasıl, bir depremde yıkılır mı, yatar mı bakan yok. Kontrol eden hiçbir makam da yok. O nedenle Antalya bu konuda net bir şekilde sınıfta kalmıştır”.