Biz gazetecilerin en önemli haber kaynakları siyasetçilerdir. Özellikle ilçe gazetelerinde, gündemi büyük çoğunlukla siyasi parti temsilcilerinin yaptığı açıklamalar belirler. Aksu’da ise durum biraz farklı. Siyasi partilerin Aksu’daki en üst düzey temsilcileri olan ilçe başkanlarının her biri evlere şenlik.

Bir ilçe başkanı düşünün, her hafta birçok kez arıyorsunuz; fakat iletişimden son derece uzak, telefonuna bile bakmıyor.

Bir ilçe başkanı düşünün, kendi milletvekilinin katıldığı programa gazetecileri davet etmeyi aklına bile getirmiyor.

Bir ilçe başkanı düşünün, bir sene öncesine kadar hakkında karalama kampanyaları yapan sözde gazetecinin canlı yayınlarında boy gösteriyor.

Bırakın gündem belirlemeyi, bazıları oturdukları makam gereği gazetecilerle iletişim halinde olmaları gerektiğinin farkında bile değiller. Oysaki gazeteciler, siyasetçilerin söylemlerini halka ulaştırma noktasında köprü vazifesi gören kişilerdir.

Bu durumun farkında olan siyasetçiler ise, tek bir kesimin sözcülüğünü yaparak kendine “gazeteci” diyen şahıslarla birlikte.

Eminim ki; hepsi gazetecilerin tarafsız olması gerektiğini savunuyor ve “yandaş” olarak nitelendirdikleri kişileri eleştiriyorlardır.

Evet, gazeteci tarafsız olmalıdır. Kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmelidir.

Ancak Aksu’daki ilçe başkanlarının “tarafsız gazeteci” anlayışları da, kendileri gibi evlere şenlik. “Benden yana ise tarafsızdır, değilse yandaştır” düşüncesiyle hareket ediyorlar.

Kendilerine kısa bir hatırlatma yapayım;

Tarafsızlık, herkese eşit mesafede durmak ve doğru olanı çarpıtmadan yazmaktır. Dün sizi karalayan, bugün allayıp pullamaya başladıysa; o tarafsız değildir, çıkarları değişmiştir.

Unutmayın ki; her an yine değişebilir.