Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Gün boyunca herkes, sosyal medyada kadınlarla ilgili paylaşımlar yapacak. Kimisi şiddeti kınayacak, kimisi kadınların olmadığı bir dünyanın eksik olduğunu söyleyecek, kimisi kadınların çiçek olduğundan bahsederek güzellemeler yapacak.
Yani herkes bir günlüğüne “duyarlı” rolüne bürünecek.
Kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddet yokmuş gibi davranacak.
Oysa, bugün hala iş yerlerinde ve mecliste “zorunlu” kadın kotası veriliyor.
Bugün hala futbol oynayan kadınlara, toplum şaşırarak bakıyor. Dillerinden dökülmese bile, gözlerinden “Futbol erkek oyunu” dedikleri okunuyor.
Bugün hala ev işleri yapan erkekler, bunu bir lütuf gibi anlatıyor.
Bugün hala kadınlar fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor.
Bugün hala birçok kadın eğitim hakkından mahrum bırakılıyor.
Bugün hala kadınlar öldürülüyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, sadece 2021 yılında 280 kadın öldürüldü. 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.
Bu veriler karşısında ayağa kalkmayan toplum, yarından itibaren kadınların ne yapıp yapamayacağı hakkında ahkam kesmeye devam edecek.
Aslında bir anma ve sorgulama günü olan 8 Mart’ı, sanki bir kutlama günüymüş gibi düşünüp çiçeklerle, hediyelerle, sosyal medya paylaşımlarıyla şova dönüştürenler; bir kadın cinayeti haberi duyduğunda, “O saatte orada ne işi varmış” diyecek.
Her güne cinayet, şiddet, taciz, tecavüz haberiyle uyandığımız ülkemizde; biz kadınlar, gece yolda yürürken cebimizde biber gazı taşımak ve arkamızı kollamak zorunda kalacağız.
Bugün 8 Mart.
Günah çıkarma günü.
Yarın eril zihniyet; hayatın her alanında “Buradayız” diye haykıran kadınları görmezden gelmeye, öldürmeye devam edecek.
Biz kadınlar ise her şeye rağmen haykırmayı sürdüreceğiz.
Özgür ve güvende hissedebileceğimiz bir toplum yaratmak için, 8 Mart’ı kutlanacak bir gün haline getirmek için verdiğimiz mücadeleye, her zamankinden daha güçlü şekilde devam edeceğiz.
Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu (!) olsun.