Çocukken büyüklerimden neredeyse her bayramda, “Nerede o eski bayramlar” cümlesini duyardım.
Çocuk aklımla neden böyle söylediklerine anlam veremezdim.
Çünkü benim için her bayram aynı heyecanla, aynı mutlulukla gelirdi.
Sanırım çocukken bazı şeyler, insanı her zaman aynı derecede heyecanlandırıyor.
Büyüklerimin, “Nerede o eski bayramlar” derken ne anlatmak istediklerini yaşım biraz ilerleyince çok daha iyi anladım.
İnsan, yaşı ilerledikçe eskiyi daha çok özlüyor.
Sadece eski bayramları değil.
Eski şarkıları,
eski alışkanlıkları,
eski insanları,
eski samimiyeti.
Artık hiçbir şey eski tadında, eski güzelliğinde değil.
Çocukken, bayramlar ayrı bir heyecan verirdi.
Yeni kıyafetler, yeni ayakkabılar ve herkesin bir araya geldiği bayram sofralarının heyecanıyla bayramdan birkaç gün önce başlardı uyumakta zorlanılan geceler.
Bayramda tüm ailenin bir arada olması ise kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük bir mutluluktu.
Ancak günümüzde bayramlar, bir araya gelmekten ziyade ayrışmaya neden olan günler haline geldi.
Bayram günlerinde kalabalık sofrada bir araya gelme planları yerine tatil planları yapılıyor.
Artık çocuklar bayram sabahı yeni kıyafet giyecek olmanın heyecanından dolayı değil, çıkacakları tatilin heyecanından dolayı uyuyamıyor.
Adına bayramlaşma denilen gelenek, kısa telefon görüşmeleriyle ve usulen kurulan birkaç cümleyle sınırlı hale geldi.
Bayramların anlamının bu kadar değişmesinin birçok nedeni var.
Teknoloji, çağın getirdiği bireyselleşme, bayramların yaz aylarına denk gelmesi gibi birçok sebep sıralanabilir.
Tüm bu sebepler de ayrışmanın ön planda olduğu “Yeni çağın bayramları”nı ortaya çıkardı.
Gözlemlediğim kadarıyla, birçok insan yeni çağın bayramlarından memnun.
Memnun olmayanlar için ise sıradan bir gün olmaktan öteye geçemiyor.
Bu günleri bayram olarak kutlayanlar için yeni çağın bayramı kutlu olsun.
Benim gibi eski çağın bayramlarına özlem duyanlara ise selam olsun.