Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Öncelikle gazetecilik mesleğinin tanımıyla başlayalım.

Gazeteci; günlük yahut süreli, yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olan kişilerdir.

Gazetecinin görevi, basın özgürlüğünü halkın doğru haber alma ve bilgi edinme hakkı adına dürüst ve tarafsız bir şekilde kullanmaktır.

Peki günümüzde “Ben gazeteciyim” diyen kaç kişi bu tanıma uyuyor?

Gazetecilik mesleğinin en temel kuralı olan “tarafsızlık” ilkesine bağlı kalmaya çalışıyor?

Düzgün bir şekilde işini yapmaya çalışan gerçek gazetecileri bir kenara koyarsak; artık gazetecilik, bir fotoğraf makinesine sahip olduğu için kendini gazeteci olarak nitelendiren, başkalarından çaldığı haberleri utanmadan kendi yazmış gibi yayınlayan, taraf olmayı ve yalakalığı marifet sayan emek hırsızlarının sayısının çok fazla arttığı bir meslek haline geldi.

“Kolay yoldan para kazanmak” anlayışıyla hareket eden bu kişiler, kendisine yapılan yalakalıktan beslenen bir kesimin de prim vermesiyle toplum gözünde gazetecilik mesleğinin tanımının yanlış anlaşılmasına neden oluyor.

Mesleğini temel kurallara ve etik değerlere bağlı olarak yapan bizler ise içimizdeki çürük elmalara rağmen çizgimizi bozmuyoruz.

Yalakalık yapmadan, üç kuruş fazla para kazanmak için kalemimizi satmadan, taraf olmadan; ama bertaraf da olmadan gazetecilik yapılacağını göstermek için mücadelemizi sürdürüyoruz.

Bu mücadeleyi, son satılık kalem kırılana kadar sürdüreceğimize de söz veriyoruz.

Eğilip bükülmeden, kalemini satmadan, dürüst ve tarafsız bir şekilde halkın haber alması için görev yapan tüm meslektaşlarımın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun.

Satılık kalemlerin devri ise bir an önce son bulsun.