2024 Mart ayında gerçekleşecek olan yerel seçimin yaklaşmasıyla birlikte, bizim siyasiler de buhranlı bir döneme girmiş oldu.

Buhranlı diyorum; çünkü radikal kararlar alınıyor. Bu da bence siyasileri strese sokuyor. İnsan olayların içindeyken bir şey göremezmiş. Tam da bu süreçte, dışarıdan görünen; mevzu oy almak değil, gaz almak gibi duruyor.

Baksanız herkesin potansiyeli çok yüksek, çok verimli, yararlı ve yeterli. Kişilere göre, tüm adaylar net. Bence parası olan her yere yetiyor zaten. Adaylar da net değil. Henüz işin nakit kısmına gelmedik…

Siyasi partilerden herkese adaylık teklifleri yapılıyor. Tamam, yapılır yapılmasına da; vatandaşın talebi nedir bu siyasilerden? Hiç bu taraftan baktınız mı?

Şuan tüm ilçe teşkilatları aday adaylığı başvurularını alıyor. Aday adayları, başvurudan sonra meclis üyesi adayı olarak listeye girmeyi bekliyor. Bir de hiç meclis üyesi aday adayı başvurusu olmayan partiler de var. Konumuza dönelim.

Nedir vatandaşın talebi?

Seçimler hep böyledir. Bir kısım insan siyasi hareketliliğin içindeyken, diğer çoğunluğun artık konusunu dahi açmak istemediği bir durum haline geldi siyaset…

İlçemizde de böyle. Yaklaşık 56 bin seçmenin içinden ortalama 5 bini siyasetle ilgileniyor. 5 bin kişi sürekli birbirine gaz veriyor. Hadi bu 5 bin kişinin işi görülecektir; ona bir şey diyemeyiz. Geriye kalan 50 bin insanın talebi nedir?

Aday adayları; kurumları, esnafı ve teşkilatları ziyaret ediyor ya; bilen var mı hiç, bu aylarda kimin bacası tütmüyor ya da kimin evi akıyor? Hangi öğrenci okuluna harçlık götüremedi? Hangi ev hanımı akşama yemeklik malzeme bulamadı mesela?

Şimdi “yahu durumu kötü olan yok” diyebilirsiniz. Bizim ülkemizde uzun yıllardır yapılan tüm yardımlar siyaset üzerinden dönüyor. Önceden bu durumu hepimiz eleştiriyorduk, bence buna gerek yok artık. Alınan gazlar nakite çevrilerek durumu kötü olanlara ulaştırılmalı.

İnsanlar partilere ya da kurumlara tutunmuyor. İnsan en çok kendisi gibi nefes alan insanı dinliyor. Geçenlerde bir yerde dinlemiştim “Allah insanların fikirlere değil, diğer insanlara tutunabildiğini biliyordu ve bu yüzden önce Kur’an-ı Kerim’i değil, önce diğer kitapları değil, her kitaptan önce o dinin peygamberlerini gönderdi. Çünkü bir insana bir fikri dayatmak ve öğretmek zor olandır. Ama bir insana bir insan verirsen ona tutunur.

Şimdi bu siyasilere kimler tutunacak?

5 yıldır kimler siyaseti layığıyla yapıyor? 

Kimler gaz değil de insan kazanma derdinde?

Fikirlerini, projelerini açıklayanlar toplum tarafından onay alanlar var mı?

Yoksa sadece yemek masalarında mı konuşuldu siyaset?

Adaylık alabilmek için diğerlerinin yolları kesildi mi?

Bitti mi anlaşmalar?

Geldi mi tepeden gelen insanlar?