Bir kırtasiyeye girip, “Aslında kaleme hiç ihtiyacım yok; ama ver bakalım oradan bir kalem” deyip alışveriş yaptınız mı hiç?

Yapmadınız, yapamazsınız.

Ya da bir fotoğrafçıya “İhtiyacım yok; ama çek bakalım bir fotoğraf. Yakışıklı olsun” diyemezsiniz.

Markete, restorana, ayakkabıcıya, ziraatçıya, hırdavatçıya “İhtiyacım yok; ama ee olsun bakalım” diyemezsiniz. İhtiyacınız vardır. Bunlar, yaşamın hepimizi içine aldığı bir döngüdür. Hepsine de bir karşılık verirsiniz. Çünkü HİZMET alırsınız. Esnaf ya da şirket…

En basit örnek; yoldan bir peçete aldığınızda bile karşılığını verirsiniz.

Hayır işlemezsiniz, hizmet alırsınız. Tabi bu da kişilerin hizmet algısına bağlı bir durumdur. Kişi vardır, “Ortaya koyulan bir emek var, bir maliyet var” diyerek hizmet almayı kabul eder ve karşılığını verir. Kişi vardır, “İhtiyacım yok; ama olsun bunun değeri budur” diyerek sizin verdiğiniz emeğin değerini belirler. 

Bu kişiliklerin alma-verme dengesinden haberi yoktur. Bazı kişilikler yapısal olarak sadece almaya meyillidir. Maddi ve manevi yönde hayatlarında dengeyi kuramazlar.

Bu konuda iki insan tipi; veremeyen cimriler, almaya doyamayan açgözlülerdir. Yine bu kişilerin davranışları çocukluk dönemleriyle ilgilidir. Verilen hizmeti bir kenara bırakın, emeği dahi görmezden gelirler.

‘Beş yılda bir belirli dönemlerde hizmet alıyorum, karşılığını veriyorum’ havasına girenler; o dönemde emeğinin karşılığının kat kat fazlasını vermeye gönüllüdürler.  Kişiler o gün geldiğinde bu iki insan tipinden, savurgan (sürekli vermeye çalışan) insan tipine dönüşür.

Hiç kimsenin ne bugünlerde ne de gelecek o günlerde yaptığı işler, ortaya koyduğu emekler hayır işi değildir. Tüketici de üretici de bu sistemin çalışmasını sağlayan en önemli faktörlerdir. Tüketici de yeri geldiğinde hayrını yapar üretici de…

Ticarette hayır işi olmaz.

Hayır maneviyatta olur.

Hayır demek; kişisel çıkardan bağımsız olarak gönüllü yardım etmektir.

Bu çağda yapılan bir çok şey hayır işi değil, karşılıklı çıkar ilişkisi ve ticarettir.

Ticareti belirleyen ana unsur arz-talep dengesidir.

O gün geldiğinde talep edip arz edilmesini istiyorsanız, bugünden hayır işlerinizi ticarete karıştırmamanızı tavsiye ederim…